Wednesday, March 19, 2014

doyumsuzluk





 Nedir bu?

Doyumsuzluk..

Maddi manevi doyumsuzluk..

Ben dahil.

Elimizde olanlar o kadar çok ki illa biri mi hatırlatacak bize, illa Allah çarpacak mı bizi ki aklımız başımıza gelsin.

Kuran ı kerim mealini okurken bir hikaye okuyormuş gibi hissederdim işte ne biliyim azmış ırkların helak olmaları, onlara verilen musibetler. Düşünürdüm ki ben olsam gönderilmiş Peygamberlere uyar musibetleri görürdüm. Bi ara dank etti. Oysa her zaman musibet vardır ama görecek manevi göz, mührü Allah tarafından açılacak kalp, dile getirecek ağız lazım.

Günümüz de tatminsizlik, her şeyi deneme ve sonucunu düşünmeme, hep daha iyisi, daha güzeli, daha lezzetlisi, daha çok, daha daha daha...

Hamd olsun  sağlığıma Allah beterinden saklasın, şükürler olsun çoluk çocuğuma evime barkıma eşime, işime, ülkeme, milletime, müslüman oluşuma, barışa diyebiliyor muyuz? Aaa olur mu bunlar içinden geçse de dile getirilir mi sonra seni ezik zannederler, modern konuşmacı olamazsın, yaşlı karılar gibi, medine dilencileri gibi, gibi gibi gibi.. Ben ingiliz miyim gerizekalı anam atam Anadolulu başı tülbentli, alnı seccade de dualı insanlardı. Daha cumhuriyete kadar yazı dilimiz arapçaydı tabi kopamam zati kopmamalıyımda köklerimden. Haa koparsan öyyyle kalakalırsın orta da. Dünya da orta da ahirette cehennemin dibinde. İnanmazsan inanma inandırırlar kabrinde..

Bizim musibetimiz de bu işte doyumsuzluk ve taşkınlık :(

No comments:

Post a Comment