Aynaya baktım sabah da bakmaz olaydım, sanki maymunlar cehenneminden kaçış filminde oynuyom ya, sabah sete gitcem sanki, bi diplerim gelmiş ki sormayın gitsin, sormuyosunuz zaten ama biliyom ama yine de sölücem ben. İşte sölüyom, diplerim gelmiş, bi kaaföre gidip dipten derinden bi temizlik lazım.
Ay bir ayda saç bu kadar uzar mı. Maymunlar cehenneminden kaçış filmi var ya, ben kaçmıyorum, beni gören maymunlar benden kaçıyor. Sabah sabah bir arkadaşıma mesaj attım. Yok yok masaj attım. Masaj hakkım vardı o hakkımı mesajla arkadaşıma attım. Günaydın mı diye yazdım. O da henüz günaymadım ama şimdi mesajınla günaydım dedi. Kendini komik mi zannediyor bu kız.
Sen telepatik misin dedi, nerden biliyon uyandığım anı. O ne ki yaa, telepatik, televizyon patiği mi, ne anlarım ben örgüden nakıştan. Hayır ben tele tubby’im dedim. O da tabi tabi hı hı dedi. Sen de telekinezi var mı bari filan diyo bi de. Ne diyon la zabahınan zabahınan.
Sonra da uyanıp önce bonmarşeye gittim kahvaltılık almaya. Bonmarşe diyolarmış eskiden marketlere. Eskiden, biz su içerdik testiden vakti zamanlarında bizim ülkede Fransızca konuşulurmuş. Fransız mürebbiyelerle büyürmüş çıcıklar.
O zaman işte, AVM yokmuş idi, Migros Tansaş da yokmuş, sadece bonmarşe varmış. Bon iyi demek marşe de satış pazarlama piyasa filan. Bon marşe iyi pazarlar oluyor işte. O zamanları markete pazara gidenlere hadi iyi bon marşe diyolarmış. İyi bonmarşeler azizim aziz bey.
Bi de iyi hoş pazarlar varmış. Pazar günü anlamında. Dimanche Pazar viva da iyi, aman yaşasın yaşasın anlamında. Vivement le dimanche, yaşasın Pazar geldi anlamında. O zaman vivement le dimanche bonmarşe deyince, yaşasın Pazar bugün pazara gidicaz diyolarlarmış.
Yine bir tarihi gerçeği ortaya çıkarmanın gururuyla kaaföre gidiyim ben. Sonra da kürcüye. Manikür tebi.
No comments:
Post a Comment